HABER MERKEZİ- Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Kadına yönelik eşitsizliğin ve şiddetin daha da
tırmandığına dikkat çekilen açıklamada, yasaların eksiksiz olarak uygulanması
konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarının takip edileceğine,
kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelelerinin devam edeceği
ifade edildi.
BASINA VE KAMUOYUNA
Dünyanın her yerinde kadınlar ne yazık ki psikolojik,
ekonomik, sosyal, siyasal, cinsel ve yaşamsal saldırıya maruz kalmaktadır. O
nedenle bugün her yerde kadınlar tarafından; yaşamın her alanında
karşılaştıkları sömürüye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ev içi ve toplumsal
şiddete, ayrımcılığa karşı çıkarak, dayanışma ve mücadele ruhuyla kadınlara
yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı yapmakta, ilgili kurum ve
kuruluşlara görevlerini hatırlatmakta, yasaların değişmesi veya uygulanması
için çağrı yapılmaktadır.
Yasal mevzuatımızdaki tüm değişiklik ve düzenlemelere
rağmen; ülkemizde kadına yönelik şiddetin giderek artış göstermesini endişeyle
gözlemlemekteyiz. Kadınlar fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddete maruz
kalmakta; bunun yanında en temel insan haklarından yaşam hakları vahşice ihlal
edilmektedir.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde yasal mevzuatın
varlığı önemli olmasına rağmen, daha da önemli olan husus ise mevcut yasaların
ve uluslararası mevzuatın tam olarak, tutarlılıkla uygulanmasıdır.
Maalesef ülkemizdeki yasal düzenlemeler uygulamalara
yansımamakta; siyasilerin, Üniversitelerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, Kamu
Kurum ve Kuruluşlarının yaptığı açıklamalarla kadınların yasalarla elde ettiği
kazanımların uygulanabilirliği ortadan kaldırılmaktadır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ENGELLER, KORUR VE YAŞATIR
Türk Medeni Kanunu, 6284 Sayılı Yasa ve ilgili
Uluslararası Sözleşmelerle güvence altına alınan Kadın Hakları kazanımlarını
hukuken ortadan kaldıracak düzenlemelerin yapılacağının kamuoyu nezdinde
sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, toplumsal
cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet
eğitim derslerinin müfredatlarından çıkartılması gibi nedenlerle kadın
mücadelesi olumsuz etkilenmekte ve bu durum kadının insan haklarının ihlaline
yol açmaktadır.
Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel
öğe, mevcut toplumsal zihniyetin değiştirilmesidir. Bu bağlamda, devletin çok
yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal
düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi
gerekmektedir. Ancak pratikte devletin, zihniyet dönüşümüne yol açacak
politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını ve en
önemlisi yaşam haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası
sözleşmeleri kaldırmaya yönelik talepler karşısında etkisiz kaldığını
görmekteyiz.
Bu anlamda devletin görevi yasalarımız ve uluslararası
sözleşmelerle tanınan ve korunan kadın haklarına ilişkin etkin politika
oluşturmak ve yasaların eksiksiz uygulanmasını sağlamaktır.
Bu nedenle, kadına karşı şiddetin önlenmesi için devletin
yasaların uygulanması hususunda taviz vermemesi, Türk Medeni Kanun’u, İstanbul
Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa ‘da güvence altına alınan hakların tüm kurum ve
kuruluşlar tarafından eksiksiz uygulanması, Aile Hukuku ve kadına karşı şiddet
alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamalarının kabul edilmemesi, nafaka
konusunda herhangi bir yasal değişiklik yapılmaması öncelikli talebimizdir.
Adana Barosu ve Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku
Komisyonu olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için
Uluslararası Mücadele Günü’nde, her gün
olduğu gibi, kadınların Cumhuriyet’le Anayasa’mız ve Uluslararası sözleşmelerle
elde ettiği kazanımları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak düzenleme ve
değişikliklerin karşısında olmaya devam edeceğimizi, yasaların eksiksiz olarak
uygulanması konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamalarını takip
edeceğimizi, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi
sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.