Kurtulmuş, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze’de yaklaşık 10
aydır devam eden ve soykırım boyutlarına ulaşan insani yıkım ve katliamların
faili, eli kanlı bir savaş suçlusu ve siyasi programını Filistin halkının
varlık ve haklarının inkarı üzerine kurmuş aşırıcı bir hükümetin başı olan
Binyamin Natanyahu’nun, ABD Kongresinin önceki gün yapılan ortak oturumdaki
hitabını büyük bir hayret ve dehşetle takip ettiklerini belirtti.
"Savaş suçlularının yeri meclis kürsüleri değil sanık
sandalyesidir." ifadesini kullanan Kurtulmuş, ABD Kongresindeki hazin
tablonun, İsrail işgalinin Filistin topraklarıyla sınırlı kalmayacağını
gösterdiğini kaydetti.
Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uluslararası hukuku hiçe sayan, bölgeyi ateşe veren ve
kendi halkı nezdinde bile saygınlığı sorgulanan bu kişiye ırkçı nefretini ve
barış karşıtı söylemini tekrarlaması için bu şekilde bir imkan sağlanması esef
vericidir. Netanyahu, bazı ABD’li siyasetçilerce de doğru şekilde işaret
edildiği üzere, Gazze’de akan kanın durdurulması ve bölgede kalıcı barışın
sağlanması önündeki en büyük engelin bizzat kendisi olduğunu konuşmasıyla
gözler önüne sermiştir.
Şahsi ikbali uğruna, kural temelli uluslararası sistemi
çöküşe sürükleyen bu siyasetçinin, ABD gibi demokrasi ve insan haklarına bağlılık
iddiasındaki bir ülkenin meclisinde saygın bir devlet adamı gibi muamele
görmesinin, Türkiye’de ve dünyada olduğu kadar, ABD’de de infiale sebep olması
gayet tabiidir. Çok sayıda Kongre üyesinin bu sahne şovuna alet olmayı
reddetmesi, bu yalın gerçeğin ifadesidir. Tüm insanlığın başından itibaren
izlediği Gazze’de yaşanan soykırıma varan katliamın ve açık savaş suçlarının
üstünü örtmeye Netanyahu’nun yalana dayalı şovu yetmeyecektir.
Demokrasi, hukuk ve adalet gibi değerleri ve Orta Doğu’da
gerçek bir barış umudunu ayaklar altına alan alkış ve tezahüratlar karşısında
ise Kongre binasının içinde ve dışında maşeri vicdanın sesi olanların
gösterdiği tavrı son derece kıymetli buluyorum. Şaibeli bir ismin
parlamentolarında konuşturulmasına başından beri karşı çıkarak oturuma
katılmayan sağduyu sahibi Kongre üyelerini ve cesur itirazlarını dile getirenleri
takdirle karşılıyorum.
ABD halkını, sokaktaki çoğunluğun saflarında, adaleti ve
barışı savunmaya devam etmeye davet ediyorum. Bu vesileyle günden güne genişleyen
insanlık cephesinin akıl ve vicdan sahibi fertlerini güçlü dostluk duygularıyla
selamlıyorum. Hak er ya da geç yerini bulacak, adalet mutlaka tecelli
edecektir."