Gazette Gazetesi İmtiyaz Sahibi Fatma İnci Gül’ün moderatörlüğünü yaptığı “İnci Gül ile Biz Bize” canlı yayın programının geçen haftaki konuğu, Haziran ayında eşinin ölümü iddiasıyla suçlanan ve 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Venera Karakuş ile Adana-Ukrayna Dostluk Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı İrem Tarı oldu. Karakuş’un hikayesini anlattığı programda, cezaevinde yaşadıkları konuşuldu. Karakuş, “Benim cezaevimde olmam ve babanın ölümü onlar için zor oldu. Baba çocuklar için başka bir şey ama ben onlara hem anne hem baba olacağım. Çocuklar için çok güçlü duracağım” dedi.
İşte YouTube,
Facebook ve İnstagram’da canlı yayınlanan programın tamamı;
Merhaba Venera. O gün
ne oldu, bize biraz anlatır mısın?
Venera Karakuş: Biz boşanma davası açıp ayrı yaşamaya
başladık. O gün akşam işten geldiğimde içeri girdim. Banyodaki ışığı yaktım.
Kapıyı açarken orda elinde bıçakla duruyordu. O bana bir şey demedi. Bende korkudan
kaçmaya çalıştım. Kaçmaya çalışırken bana vurdu ben yere düştüm. Beni dövmeye
başladı. Kafamın iki tarafına da darbe aldım. Bıçak olan eliyle başıma sayısız
yumruk attı. Saçım, yüzüm her yerim kan olmuştu. “Mehmet ne olur beni öldürme,
çocuklarımız var” diye yalvardım. Kesinlikle Mehmet’in elini tutmadım. Mehmet
diz çöktü, bana sağ elini gösterip “Bak bana ne oldu” dedi. Gösterdiği elinde
başparmağı ile işaret parmağı arasında çok derin bir yara gördüm. Bana birden
“Çocuklara iyi bak” dedi. Yere düştü. Hemen kapıyı açıp, kendimi dışarı attım.
Eşin Kırgızistan’a
çalışmaya mı gelmişti?
Venera Karakuş: Evet, çalışmaya gelmişti. Severek tanışıp
Adana’da evlendik. 9 senelik evliliğimden 2 kızım oldu.
Çocukların
babalarının ölümünden haberi var mı?
Venera Karakuş: Evet var. Benim cezaevimde olmam ve babanın
ölümü onlar için zor oldu. Baba çocuklar için başka bir şey ama ben onlara hem
anne hem baba olacağım. Çocuklar için çok güçlü duracağım.
Öncesinde bir tehdidi
var mıydı?
Venera Karakuş: Evet, tehdit vardı. Biz çok sık kavga
ediyorduk. Uzaklaşma da yaptık karşı tarafa ama maalesef engel olamadık.
Yaşasaydı tekrar
barışmayı düşünür müydün?
Venera Karakuş: Hayır, Ben çok kararlıydım. Çocuklar için
bazı şeyler affedilebilir ama bulaşmak istemezdim. İyi bir şeklide boşanmak
istedim ama olmadı.
Sayın Tarı, Venera
ile nasıl tanıştınız, anlatır mısınız?
İrem Tarı: Olay olduğu gecesi ortak arkadaşlarımız beni
aradı ve yardım istediler. Ben sabah avukatımı alıp yanına gittim. Ben
Venera’yı ilk ifadesinde gördüm ve görüştüm. Bir kadın olarak böyle görünce çok
üzüldüm. Ben Venera’nın gözlerine baktığımda onun suçsuz olduğunu hissedip
anladım. Venera cezaevindeyken sürekli gidiyordum. Venera konuşmuyordu ben daha
da kötü oluyordum. Bir an önce adalet yerine gelsin de çocuklarına kavuşsun
istiyordum. Şükürler olsun ki adalet yerini buldu Venera artık çocukları ile
birlikte. Çok kişi yardımcı oldu.
Siz de yabancısınız,
yabancı uyruklusunuz. Venera’nın yabancı olmasından dolayı mı bu kadar mücadele
verdiniz?
İrem Tarı: Doğrudur. Çünkü ben sadece Venera değil başka
kişilerle de karşılaşıyorum. Burada olan yabancılar kanunu pek bilmezler.
Haklarını pek bilmezler. İyi evlilik yapanlar da var, kötü evlilik yapanlar da
var. Kötü evliliklerde eğer sen burada kimsesizsen, ‘’bir şey yaparsan eğer ben
sana şunu yaparım’’ mantalitesi oluyor. Türkiye’de eğer bir yabancıya kapı
açılıyorsa, güzel kanunlar var tabi. Ben de zorluklar yaşadım. Kanunu, hukuku
bilmiyordum ama öğrendim ve iyi ki Türkiye’ye gelmişim. Çünkü gerçekten çok
fazla hakkımız var. Kimse yanlış düşünmesin, korkmasın.
O gün aslında eşinin
amacı seni öldürmek değildi değil mi? Elindeki bıçağı ters tutup, sana sapıyla
şiddet uygulaması, içindeki öfkeyi dindirmek içindi. Aslında seni öldürmek
istemiyordu değil mi?
Venera Karakuş: Ben de öyle düşünüyorum. Çünkü öldürmek
isteseydi eğer direkt bıçağı saplardı. Bıçağın sapıyla dövdü beni. Keskin
tarafını kendisi tutuyordu. Sinirliydi ve o anda da hissetmedi elinin
kesildiğini. Sonradan fark etti. Ben de sizin gibi düşünüyorum, beni öldürmeye
gelmedi. Kalp krizi geçirdi. Çünkü ben ona dokunmadım. Biz kavga etmedik. Beni
döverken kalp krizi geçirdi.
Çocukların bu duruma
alışması herhalde biraz zor olacak öyle değil mi?
Venera Karakuş: Evet. Ben 3 ay çocuklarımı hiç görmedim ama
eşimin annesi, babası, akrabaları çocuklarıma sahip çıktılar. Zaten hiç şüphem
yoktu. Bu konuda rahattım. Çünkü babaannesi, dedesi çocukları çok seviyor. Biz
hep beraber yaşıyorduk zaten.
Peki, çocuklarınla
beraber eşinin mezarına gittin mi?
Venera Karakuş: Çocuklarım gitti. Daha bu konuyu
çocuklarımla konuşmadım. Ne zaman konuşmak isterlerse bu konuyu o zaman
çocuklarımla konuşacağım ama çocuklarım şimdilik gayet iyi. Babaanneleri onlara
çok iyi baktı. Galiba her şeyi anlattı onlara, çünkü gayet iyiler.
Eşinin ailesi de
senin masum olduğuna inanıyordu değil mi? Böyle bir şeyi yapacağını
düşünmediler herhalde?
Venera Karakuş: Belki ilk zamanlarda düşünmüş olabilirler.
Çünkü sonuçta oğulları öldü ve onları gerçekten çok iyi anlıyorum ama sonra onlara
anlattılar olayın nasıl olduğunu ve onlar da benim masum olduğuma inandı.
Sonuçta beni tanıyorlar, buna inanmak istiyorum.
3 ay cezaevinde
kaldın. Oradaki günlerin nasıl geçti, orada arkadaş edindin mi?
Venera Karakuş: Orada iyi insanlar da var, kötü insanlar da
var ama ben 7 günün 24 saati, ‘’Neden ben buradayım?’’, ‘’Çocuklarım ne
yapıyor?’’ diye düşündüm. Günler nasıl geçiyordu bilmiyorum. Her sabah
kalktığımda kafamda bir sürü soru vardı. Günlerim hep öyle geçti.
Peki, koğuşta kaç
kişi kalıyordunuz?
Venera Karakuş: Koğuşta 10 kişi kalıyorduk. Bana iyi
davranan insanlar vardı. Sohbet ediyorduk. Onlar bana bir şeyler anlatıyordu,
ben onlara bir şeyler anlatıyordum. Acılarımızı paylaşıyorduk. Onlar da bana
destek oluyordu.
Sanırım orada duada
öğrendin. Hangi duaları öğrendin?
Venera Karakuş: Eşim vefat etti ve ben mezara gidemedim. Dua
etmek için bir dua öğrendim. Bir abla vardı orada, ona sordum ve o da bana
öğretti. Beraber dua ediyorduk. Her gün dua ediyordum. Gerçekten inanıyorum,
dualar çok güzel bir şey.
adem, adem aköl, adem aköl kimdir,
Fatma inci gül, inci gül, inci, haber, gazete, gazette, manşet, gazete
manşetleri, recep tayyip erdoğan, ömer çelik, adana, büyükşehir, zeydan, zeydan
karalar, soner çetin, fatih Mehmet kocaispir, akif kemal akay, türkiye, meclis,
siyaset, oy, sağlık, anabülten, ekonomi