Hastaneden yapılan açıklamaya göre, sonbahar aylarında yabani ot polenlerinin ve mantar sporlarının çoğalmasıyla alerji belirtileri de artabiliyor. Burun akıntısı, hapşırma, öksürük, nefes darlığı gibi belirtilerin sıklıkla görüldüğü bu dönem, alerjik çocuklar için zorlayıcı olabiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Toyran, sonbahar alerjisinin farklı belirtilerinin olabileceğini ve alerjik nezlesi olan çocuklarda burun akıntısı, kaşıntı, hapşırma, burun tıkanıklığı veya geniz akıntılarının görülebileceğini belirtti.
Toyran, astımı olan çocuklarda öksürük, hışıltılı solunum, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi belirtilerle gelen astım atakları gelişebildiğini bildirerek, "Atakların yanında egzersizle veya alerjen maruziyeti ile bu şikayetler kısa süreli ortaya çıkabilir. Çabuk yorulma ve egzersiz toleransında azalma görülebilir. Alerjik egzaması (atopik dermatit) olan çocuklarımız, sonbaharda hava değişimi ve alerjenlere bağlı olarak cilt kaşıntısı, kuruluk ve lezyonlarında artış yaşayabilirler." ifadelerini kullandı.
Polenlerin yanı sıra sonbaharda nem artışı ile birlikte mantar sporlarında (mantarlar için ana üreme birimleri) da artış görüldüğünü ve bu mantarlara duyarlılığı olan çocuklarda alerjik şikayetlerin arttığını vurgulayan Toyran, şöyle devam etti:
"Alerjik hastalığın yapısına göre tetikleyiciler farklılık gösterir. Ancak temelde duyarlı olunan alerjenle karşılaşmak, alerjik hastalıkların hepsinde şikayetleri tetikler. Bunun yanında, hava kirliliği, sigara dumanı, soğuk hava, enfeksiyonlar astım için tetikleyici etki yapar. Alerjik egzebması olanlarda bazı gıdalar, terlemek, cildi tahriş eden kıyafetler ve cilt kuruluğunun artması hastalığı tetikleyebilmektedir."
"Tedavi eksikliği akut ve kronik sinüzit, orta kulak iltihabı gibi sorunlara yol açabilir"
Toyran, alerji tedavisine erken başlamanın çocuğun yaşam kalitesini artırarak okul başarısını ve sosyal ilişkilerini olumlu etkilediğinin altını çizerek, alerjik hastalıkların tanısının konması ve neden olan duyarlılıkların saptanmasının, hastalığın ilerlemesini engellemek ve çocuğun yaşam kalitesini artırmak için önemli olduğunu vurguladı.
Sık tekrarlayan öksürük, burun akıntısı, tıkanıklık, hışıltılı solunum gibi şikayetleri olan çocukların alerjik rinit ve astım açısından değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Toyran, "Tanı almayan veya uygun tedavi başlanmayan çocuklar, fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, tedavi eksikliği akut ve kronik sinüzit, orta kulak iltihabı gibi sorunlara yol açabilir. Okul döneminde ise bu durum, çocukların akademik başarılarını, sosyal ilişkilerini ve öz güvenlerini olumsuz etkileyebilir." açıklamalarında bulundu.
"Hastalığın tedavisi ve takibi çocuğa özel planlanmalı"
Prof. Dr. Müge Toyran, alerjik hastalığın şiddetine göre, koruyucu veya kurtarıcı ilaçlarla tedaviler planlanabildiğini aktardı.
Tedavi planının çocuğa özel yapılması ve belli aralıklarla izlenerek, çocuğun durumuna göre yeniden düzenlenmesinin gerekli olduğunu belirten Toyran, "Çünkü bu hastalıklar dalgalanmalı bir seyir gösterirler ve ilaç ihtiyacı dönem dönem farklılıklar gösterebilir. Çocuğun mümkün olan en düşük dozda ve en az ilaçla tedavi edilmesi önemli olduğundan, bu çocukların yakın izlenmeleri ve tedavilerinin buna göre planlanması gereklidir." ifadelerini kullandı.
Toyran, sonbahar alerjilerinin en önemli tetikleyeni olan nem artışını kontrol altına almak için evde nemi azaltmaya yönelik önlemler alınması gerektiğine dikkati çekerek, şu önerilerde bulundu:
"Evin havalanmasına ve havalandırma tesisatının düzgün çalışmasına özen gösterilmelidir, Mümkünse ev içinde çamaşır kurutulmamalı, evde rutubet olmadığından emin olunmalı ve kararma veya yeşerme oluşursa tamiri yapılmalıdır. Ev içinde yoğun şikayetleri olan çocuklar, HEPA (Yüksek Verimli Partikül Yakalayıcı) filtreli hava temizleyicilerinden yararlanabilir. Dış ortamdan gelen polenler ve mantar sporlarına temaslarda azaltılmalıdır. Bu nedenle evin havalandırıldığı dönemler dışında pencereler kapalı tutulmalıdır. Bahçede kuruyan yapraklar düzenli olarak toplanmalı ve çevredeki ağaçların sağlıklı büyümesine özen gösterilmelidir. Dışarıdan gelindiğinde çocuğun üstü değiştirilip, elleri ve yüzü yıkanmalı, mümkünse duş almalıdır."