Bayındır Sağlık Grubu açıklamasına göre, 1953'te Dr. Gibbon'un kalp akciğer makinesini icat etmesi, tıp tarihinin önemli gelişmeleri arasında yer alıyor.
Açıklamada konuya ilişkin görüşlerine yer verilen Zorlutuna da kalp akciğer makinesinin önemini vurgulayarak açık kalp ameliyatları hakkında açıklamalarda bulundu.
Kalp akciğer makinesinin iki ana bölümden oluştuğunu aktaran Zorlutuna, bunlardan birinin akciğerlerin görevini üstlenen oksijenatör adı verilen aygıt, diğerinin ise kalp işlevini sağlayan pompalar olduğunu bildirdi.
Doç. Dr. Zorlutuna, "Açık kalp ameliyatı yapılacak hasta genel anestezi altında özel bağlantı hatlarıyla bu makineye bağlanıyor. Cihaz vücuttan gelen oksijenini kaybetmiş kanı oksijenlendirerek vücudumuzun ana atardamarını pompalıyor. Bu sayede başta beyin olmak üzere tüm organlarımız kanlanmaya ve dolasıyla oksijenlenmeye devam ediyor. Cerrah da hareketsiz ve kansız bir ortamda istediği ameliyatı yapabiliyor. Bu esnada zarar görmemesi için, 'kardiyopleji' denilen özel solüsyonla kalp korunuyor." bilgisini verdi.
Bazı ameliyatlarda kalbin hareketsiz ve kansız olması gerektiğini vurgulayan Zorlutuna, şunları kaydetti:
"Günümüzde bazı kalp ameliyatları kalp akciğer makinesi kullanılmadan çalışan kalpte yapılabiliyor. Ancak halen birçok önemli ve komplike kalp ameliyatının kalp akciğer makinesi kullanılarak yapılması gerekiyor. Özellikle doğumsal kalp, kalp kapak hastalıkları ve büyük damarların cerrahisinde açık kalp ameliyatı altın standart olarak değerini koruyor. Ayrıca, 1953'ten bu yana kalp akciğer makinesi teknolojisi ve uygulaması konularında çok önemli ilerlemeler kaydedildiği görülüyor. Bilimin ışığında gelişen olanaklar açık kalp ameliyatlarının olumsuzluklarını en aza indirgiyor."
Zorlutuna, açık kalp ameliyatları ve bu ameliyatlarda kullanılan kesilerle ilgili de bilgi vererek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Son yıllarda küçük kesiyle yapılan her kalp ameliyatının 'kapalı kalp ameliyatı' olduğu yönünde yerleşmekte olan yanlış bir kavram söz konusudur. Oysa ameliyatın kesi yeri ve boyutuyla kalp ameliyatının açık veya kapalı olması arasında doğrudan bir ilişki bulunmuyor. Bazı kalp ameliyatları küçük kesi ile ve kalp akciğer makinesi kullanılmadan da gerçekleştirilebiliyor olsa bile günümüzde halen birçok kalp ameliyatının açık kalp ameliyatı şartlarında, yani kalp akciğer makinesi kullanılarak yapılması gerekiyor.
Bu nedenle uygun olgularda küçük kesi ile kalbe erişilse bile hastanın kalp akciğer makinesine bağlanma zorunluluğu olabiliyor. Bu hastalarda kalp akciğer makinesi ile bağlantı, genellikle kasıktaki büyük atar ve toplardamar yoluyla gerçekleştiriliyor. Bir başka deyişle, küçük kesi ile yapılan her ameliyat kapalı kalp ameliyatı olmuyor." AA