HABER MERKEZİ- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Yılmaz, Soma’da, Ermenek’te, Şırnak’ta, Zonguldak’ta, Elbistan’da, Yatağan’da ve adını sıralayamadığı onlarca madende canını kaybeden, aralarında maden mühendislerinin de bulunduğu maden emekçilerini saygıyla andı.
Yılmaz, yüreğinde insan sevgisi, barış, kardeşlik, özgürlük, eşitlik,
bağımsızlık tutkusu olan; güzel günlerin bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman
gibi kardeşçesine, omuz omuza kurulacağına inanan ve bu inançla bulunduğu her
yerde; Soma`da, Ermenek`te, Kozlu`da, Karadon`da, Elbistan‘da, Kemalpaşa`da,
Dursunbey`de, Gediz`de, işyerinde, sokakta, mahallede, köyde, kentte mücadele
eden; başka türlü bir dünyanın mümkün olduğuna ve çocuklara daha onurlu bir
geleceği sunabileceğine dair sarsılmaz bir kararlılığı olan herkesi, her kesimi
madencinin öfkesi, umudu, direnişiyle selamladı.
“BAĞIMSIZLIĞI, ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNACAĞIZ”
Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini, mevcut ekonomik krizin sonuçları ve
Covid-19 salgını nedeniyle krizin daha da ağırlaştığını dile getiren Yılmaz,
“Bu olumsuzluğa ek olarak siyasi iktidar; laiklik, insan hakları, evrensel
hukuk ve demokrasi normlarından hızla uzaklaşmakta, ülke içinde ve dışında yürüttüğü
savaş politikaları ile halkın refahına ayrılabilecek kıt kaynaklarımızı
tüketmekte, ülkemizi büyük bir ateşin içine sürüklemektedir. Gerek ülkemizin,
gerek toplumumuzun ve onun bir parçası olan biz maden mühendislerinin özlemi, barış
içerisinde yaşayabileceğimiz, evrensel hukuk normlarını ilke edinmiş, insan
haklarına ve hukuka saygılı mutlu demokratik bir ülkedir. Bu özlemle; TMMOB
Maden Mühendisleri Odası olarak savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı
savunmaya devam edeceğiz. TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak bağımsızlığı,
özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi, laikliği ve cumhuriyeti savunmaya devam
edeceğiz” şeklinde konuştu.
“MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
“Zulüm nerede katmerlendiyse, madenciye daha da katmerlisi bahsedildi” diye
konuşan Yılmaz, “Nerede talan, peşkeş, sömürü olduysa, en çok madenciden
çalındı. Çünkü en yoğun emek madencinindi; bunun sonucunda, en büyük öfke de
madencinin oldu” dedi.
Dünyanın her yerinde 4 Aralıkları bir mücadele gününe çeviren, coşkuyla ve umutla
birbirlerine kenetlenen madencilerin; Türkiye’de yaşadığı iş kazalarından
dolayı büyük acılar çektiğine dikkat çeken Yılmaz, “Yerin yüzlerce metre
altında her türlü tehlike ve zorluğa karşı doğayla mücadele ederek yeraltı
zenginliklerimizi üreten, gerektiğinde bu uğurda yaşamını yitiren üyelerimize
ve maden emekçilerine sadece bizlerin değil toplumun tüm kesimlerinin vefa
borcu olduğu unutulmamalıdır. Her gün aileleri tarafından “hayırlı işler” diye
uğurlanan ve her akşam “geçmiş olsun” diye karşılanan maden emekçilerimize ve
mesleğimize sahip çıkmak bir insanlık görevidir” ifadelerini kullandı.
EMEĞİN, ALINTERİNİN SEMBOLÜ
Yaşamın her alanında kullanılan ürünlerin bir madencilik faaliyetinin sonucu
olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:
“Bugün sahip olduğumuz modern hayat, dünyanın en zorlu ve riskli mesleklerinin
başında gelen madencilik faaliyetinin icra edilmesiyle vücut bulmuştur.
Madencilerimizin yerüstü ve yeraltından çıkardığı madenlerin hayatımızı kolaylaştırdığı
asla unutulmamalıdır. Bilinmesi gerekiyor ki; Dünyada üretimi yapılan 90 maden
türünün 80'i Türkiye’de bulunuyor. Türkiye ekonomisine, sosyal yaşamına ve
çocuklarımızın sağlıklı geleceğine büyük katkı sunan, emeğin, alın terinin
sembolü madencinin olmazsa olmazı Çevre, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğidir. Bu
gerçekler ışığında hareket ederek zenginliğimizi tam olarak ortaya çıkaracak
madencilik faaliyetleri gerçekleştirilmelidir.”