Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi
(MDBF) Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Pektaş, yapay
zekâ ve dijital araçların bilişsel işlevleri nasıl etkilediğini değerlendirdi.
Yapay zeka destekli uygulamaların hafızamıza etkisi ne?
Prof. Dr. Burhan Pektaş, teknolojinin hayatımızın her
alanına nüfuz ettiği bir çağda, yapay zekanın (AI) ve dijital araçların
bilişsel işlevlerimizi, özellikle de hafızayı geliştirip güçlendirmediği konusundaki
tartışmanın her zamankinden daha fazla önem taşıdığına işaret ederek, “Günlük
görevlerimizi yönetmek için akıllı telefonlara, akıllı asistanlara ve yapay
zeka destekli uygulamalara giderek daha fazla güvendikçe, önemli bir soru
ortaya çıkıyor: Bu teknolojiler bilişsel yükümüzü azaltarak mı bize yardımcı
oluyor yoksa bizi aşırı bağımlı hale getirerek doğal hafızamıza mı zarar
veriyor?” dedi.
Hafızamızın üzerindeki yükü azaltmak için mi tasarlandılar?
Teknoloji savunucularının, dijital araçların ve yapay
zekanın, rutin görevleri verimli bir şekilde yerine getirerek ve bilgiye anında
erişim sağlayarak hafızamızın üzerindeki yükü azaltmak için tasarlandığını
ileri sürdüklerini kaydeden Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Örneğin dijital
takvimler, hatırlatıcılar ve not alma uygulamaları, sürekli zihinsel
hokkabazlığa gerek kalmadan programları, görevleri ve önemli tarihleri
yönetmemize yardımcı olur. Bu, bireylerin daha karmaşık ve yaratıcı görevlere
odaklanmasına olanak tanır ve potansiyel olarak üretkenliği ve zihinsel refahı
artırır.” diye konuştu.
Teknolojiye aşırı güvenmenin hafızaya zarar verebileceğine
dair endişeler var
Prof. Dr. Burhan Pektaş, teknolojiye aşırı güvenmenin doğal
hafıza işlevlerimize zarar verebileceğine dair endişelerin arttığına vurgu
yaparak, şöyle devam etti:
“Bilişsel bilim insanları ve psikologlar, dijital
bağımlılığın bilgiyi saklama ve hatırlama yeteneğimiz üzerindeki potansiyel
olumsuz etkisi konusunda alarma geçti. ‘Dijital amnezi’ veya ‘Google etkisi’
olarak bilinen olgu, insanların internette kolayca arayabilecekleri bilgileri
hatırlama olasılıklarının daha düşük olduğunu gösteriyor.
Teknolojiyi akıllı kullanmak gerekiyor
Yapay zeka ve teknolojinin hafıza üzerindeki etkisi, hem
olumlu hem de olumsuz sonuçları olan çok yönlü bir konudur. Bu araçların
bilişsel yükümüzü inkar edilemez bir şekilde azaltıp üretkenliği artırmasına
rağmen, bunların doğal hafıza yeteneklerimizi aşındırma potansiyeline dair
geçerli bir endişe var. Teknoloji gelişmeye devam ettikçe onu akıllıca kullanmak
ve bilişsel sağlığı destekleyen uygulamaları sürdürmek çok önemlidir. Sonuçta
amaç, bilgi ve verimlilik arayışımızda teknolojinin koltuk değneği değil,
yardımcı olarak hizmet ettiği bir denge kurmak olmalıdır.”
Dijital araçları kullanma ve bilişsel sağlığı koruma konusunda
dengeli bir yaklaşım önemli
“Google etkisi” (bir tıklama uzağımızda olan bilgilerin
hafızamızda kalıcı bir etkiye sahip olmaması) konusunda da görüşlerini paylaşan
Prof. Dr. Burhan Pektaş, "Dijital amnezi olarak da bilinen ‘Google
etkisi’, insanların internette kolayca bulabilecekleri bilgileri unutma
eğilimini ifade ediyor. Bu fenomen, bireylerin bilgileri kendi hafızalarına
kaydetmek yerine, bilgileri depolamak ve almak için Google gibi arama
motorlarına güvenmeleri nedeniyle ortaya çıkar. ‘Google etkisi’ terimi, modern
teknolojinin, özellikle de arama motorlarının bilgiyi saklama ve hatırlama
şeklimizi nasıl değiştirdiğini vurgulayarak, dijital araçları kullanma ve
bilişsel sağlığı koruma konusunda dengeli bir yaklaşım ihtiyacını vurguluyor.”
dedi.
Dikkat, bilgiyi kodlamak, depolamak ve almak için çok önemli
Dikkat ve hafıza arasındaki ilişkinin bilişsel psikolojinin
temel bir yönü olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Burhan Pektaş, şöyle devam etti:
“Dikkat, bilgiyi kodlamak, depolamak ve almak için çok
önemlidir; hafıza ise etkili bir şekilde çalışmak için dikkat süreçlerine
dayanır. Dikkat ve hafızanın birbirine bağlanmasını sağlayan ‘kodlama’,
‘depolama’, ‘geri alma’, ‘dikkat ve çalışma belleği’ şeklinde birçok yolu
vardır. Dikkat, hafıza sürecinin kritik bir bileşenidir ve bilginin nasıl
kodlandığını, saklandığını ve alındığını etkiler. Bireyler, dikkat süreçlerini
anlayarak ve optimize ederek hafıza yeteneklerini ve genel bilişsel
performanslarını geliştirebilirler.”
Eleştirel düşünme ahlaki değerler çerçevesinde uygulanmalı
Bilginin bol ve kolay ulaşılabilir olduğu günümüz
dünyasında, akılda tutulması gereken en önemli şeyin, eleştirel düşünmenin
ahlaki değerler çerçevesinde uygulanması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Burhan
Pektaş, “Bilgi güvenilirliğini değerlendirmek, bilgiyi analiz etmek ve
yorumlamak, etik şekilde uygulamak, yapıcı diyaloglara girmek, sürekli
öğrenmeye ve adaptasyona açık olmak, ahlaki değerleri bütünleştirmek bu süreçte
kritik öneme sahiptir. Bilgi çağında başarılı olabilmek için, eleştirel
düşünmeyi ahlaki temellerle birleştirerek, bilgiyi sorumlu ve etik bir şekilde
kullanmak gereklidir. Bu yaklaşım hem bireysel hem de toplumsal düzeyde fayda
sağlayacak bilinçli kararlar almayı mümkün kılar.”