31 Mart’ta yerel yöneticilerimizi seçmek üzere sandık başına gideceğiz.
Seçimler demokrasilerin temel taşlarından birini oluşturur.
Seçme ve seçilme hakkına sahip her birey elbette gönül verdiği, ülkeye, millete, yaşadığı beldeye daha iyi hizmet edeceğine inandığı adaya, siyasi partiye kendi iradesi doğrultusunda oy verir, ya da doğrudan kendisi de bu göreve talip olur, olabilir.
Ülke genelinde olduğu gibi Adana’da yerel seçim çalışmaları oldukça kızıştı. Partiler, partilerin belediye başkan adayları seçimlerde galip gelmek için var güçleriyle çalışıyorlar.
Buraya kadar diyecek bir şey yok. Peki ama, aday gösterilmediği için partisine kızıp ayrılanlar, başka partiye geçenlere ne demeli. Bugüne kadar siyasi tarihimiz, o partiden şu partiye transfer olan milletvekillerine, belediye başkanlarına vb. tanıklık etmiştir. İçlerinde o kadar ünlüleri vardır ki, 20’li, 30’lu yaşlarda olanlar; siyaset dünyasında adı “Fırıldak Kubi”ye çıkan ve çok kısa süreli parti değiştirmeleriyle döneminde etik tartışmalarına neden olan eski milletvekili Kubilay Uygun’u hatırlamıyor olabilirler.
Oysa, milletvekili de belediye başkanı da o partiye gönül vermiş insanların oylarıyla o makamlara seçilen insanlardır.
Örneğin, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay’ı da Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’i, CHP seçmeni o makama getirmiştir. Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay’ı da Karaisalı Belediye Başkanı Sadetten Aslan’ı da MHP’ye oy verenler.
İyi ama şimdi bu isimler partilerinden aday gösterilmedikleri için parti değiştirmeleri ne kadar etik?
Hatta yukarıda örneğini verdiğimiz eski milletvekilinin daha Meclis’te yasama görevi bitmeden yaptığı gibi kısa aralıklarla parti değiştirmesi ne kadar etiktir?
Sözü şuraya getirmek istiyorum: Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, sadece Adana’da değil, ülke genelinde sosyal demokrat düşüncenin en iyi temsilcilerinden biri olarak bilinir(di).
Şimdi…
Şimdi CHP tarafından aday gösterilmeyince, İYİ Parti logosu altında, DEVA, Gelecek, Saadet gibi partilerinden desteğini almaya çalışarak, Seyhan’a yeniden aday oldu.
Gençlik yıllarından itibaren, üniversitede hocalık yıllarından itibaren sosyal demokrasiyi savunan Akif Kemal Akay, nasıl oldu da birdenbire böyle savruldu?
Eksen kaymasının nedeni ne olabilir?
Bugüne kadar savunduğu düşüncenin yanlışlığının farkına varması mı?
Ya da başkanlık koltuğu mu?
Bir izahı olmalı!..
Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; ola ki, Başkan Akay, yeniden belediye başkanı seçilse de dünün Akif Kemal Akay’ı olarak asla anılmayacaktır.