21.05.2021 01:02 | Güncelleme Tarihi: 21.05.2021 01:02
İsrail bayrağındaki iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenin oluşturduğu 6 köşeli yıldız, İsrailoğulları’nın dördüncü kralı Hz. Süleyman’ın yüzüğündeki amblemi; bayrağın alt tarafındaki çizgi Nil Nehri’ni, üstteki ise Fırat Nehri’ni sembolize eder.
Musevi inancına göre 6 köşeli yıldız; İsrail Devleti’nin finansal kurucusu olan Rothschild ailesi tarafından lanse edilmiş, dünyaya hükmedici bir güç olarak algılanır… Hz. Süleyman adına Kudüs’te inşa edilen mabedin; tarihte 2 kez Babilliler ve Romalılar tarafından yıkılmış olması, günümüz Musevileri tarafından üçüncü kez yapılması gereğine olan inancı körüklemiştir… Bu yüzden, İslam’ın birinci kıblesi sayılan Mescid-i Aksa’nın altının oyularak yıkılmak istenmesi; yerine yeni bir Süleyman Mabedi inşa etme planıdır.
İsrail bayrağındaki iki çizginin sembolize ettiği Nil Nehri ile Fırat Nehri arasında kalan bölge, Musevilere bahşedilmiş kutsal topraklar olarak kabul edilmektedir… Dünyadaki her bağnaz Musevi, buraların kendilerine ait olduğu bilinci ile yaşar.
Dikkat ederseniz; Filistin’de bir zamanlar satın alınan bir karış toprak üzerinde 1948 yılında kurulan İsrail Devleti; ‘bahşedilmiş topraklar’ anlamına gelen Arz-ı Mevud sevdası yüzünden, sürekli olarak sınırlarını genişletme faaliyeti içerisindedir… Kurulduğu yıllarda Filistin topraklarının çok az bir yüzdesine sahip olmasına rağmen, bugün bunun yüzde 85’ini kontrolüne geçirmiş bulunmaktadır.
Sadece bununla yetinmeyip, ‘kendilerine bahşedilmiş toprakların’ tamamına sahip olabilmek için, bölgedeki ülkelerle olan ilişkilerini hep bu idealleri çerçevesinde şekillendirmektedirler… Bunu yaparken, dünyanın dört bir yanına yayılmış ve özellikle ABD’deki 100 milyon Evanjelist topluluğu da arkalarına alarak parlamentoda büyük lobiler oluşturmuş olan Yahudi Diasporasından inanılmaz destek almaktadırlar.
Çocuk katili Netanyahu’nun 10 Mayıs’ta başlattığı yok edici operasyonun arkasında yatan neden tamamen bu sevdadır… Operasyonun başlatıldığı tarih, kendi iktidarının devamını sağlamaya yönelik bilinçli bir zamanlama olsa bile; birincil amaç, Arz-ı Mevud sevdasını adım adım gerçekleştirmeye yöneliktir.
Ulusalcı Donald Trump’ı son anda mağlup ederek, küresel sermayenin temsilcisi Joe Biden’ın ABD Başkanı seçilmesinin ardından kızışan ulusalcı-küreselci çatışması da Netanyahu’yu cesaretlendiren unsur olmuştur… Eski Başkan Trump’ın golf sahalarından ‘fiili mücadele’ sahasına inmesinin ardından, generallerin Biden’a verdikleri bildiri, Netanyahu’yu bir o kadar daha cesaretlendirmiştir.
Biden, bölgemizde oynanmakta olan oyunları yeniden kurgulamaktadır… Daha seçimler sırasında Türkiye’ye yönelik başlattığı küstah demeçleri; Rusya’ya, Ukrayna’daki Donbass krizi sırasında meydan okuması; en büyük ticari rakibi olan Çin’i rahatsız edici politikalardan vaz geçmesi; üstelik Çin-İran arasındaki 400 milyar dolarlık antlaşmaya ses çıkarmaması; İran’la ilişkileri yumuşatıp, bloke edilmiş olan milyarları peyderpey serbest bıraktırması, bunun göstergesidir.
ABD seçimleri sırasında Türkiye ve Rusya’nın Trump’ı; Çin ve İran’ın ise Biden’ı desteklediği algısı, özellikle bulunduğumuz coğrafyanın jeopolitiğini yeniden gözden geçirme ihtiyacını doğurmuştur… Buna Trump döneminin İsrail yakınlığını da eklersek; Biden’ın verdiği kararların, şahsında gizlenmiş olan öç alma duygusunun tutsağı olduğunu anlamak hiç de zor değildir.
Ancak, Amerikan siyasetinde değiştirilmesi imkansız olan en önemli unsur; israil’in güvenliğine ve Arz-ı Mevud projesine zarar verebilecek kararların hayata geçirilemeyeceği gerçeğidir… Bunu çok iyi bilen Netanyahu, gözünü kırpmadan katlettiği 70 çocuğun cesetleri üzerine basarak topraklarını genişletmeyi sürdürmektedir.
Türkiye’nin ilkeli duruşu ve yoğun çabasından cesaret alarak, ayni kararlılığı sahiplenmiş olanlar dışında; ne yazık ki kendi geçmişleri ile yüzleşemeyip Netanyahu’nun cinayetlerine destek çıkan ülkelerin yönetimleri, bu kez bunun bedelini pahalı ödeyeceklerdir… Halkların iradesini ve gücünü dikkate almadan verilen kararların, onların sonunu hazırladığını anladıkları zaman iş işten geçmiş olacaktır.
Günün Sözü
Sevgi varken nefret niye,
Barış varken savaş niye,
Kardeşlik varken didişmek niye,
Dostluk varken düşmanlık niye,
Hoşgörü varken bağnazlık niye,
Özgürlük varken tutsaklık niye,
Adalet varken haksızlık niye?
Hacı Bektaş-i Veli