Yüksek Seçim Kurulu, 31 Mart 2019
Yerel Seçim propaganda süresini resmen başlattı...
21 Mart sabahı başlayan
propaganda 10 günün sonunda, yani 30 Mart akşamı saat 18:00 itibarı ile sona
eriyor...
Buna göre; genel yollarda, ibadet yerlerinde, kamuya ait binalarda ve
seçim kurulları tarafından belirlenen yerler dışında toplu propaganda yapılması
yasaklanıyor...
Ayrıca açık yerlerde güneşin
batışı ile doğuşu arasındaki süre içerisinde toplu propaganda yapılamaz
deniliyor...
Adaylar bu dönem içerisinde yazılı basında ilan ve reklam yoluyla veya
internet sitelerinde sözlü, yazılı veya görüntülü propaganda yapabilirler...
Ancak vatandaşların
elektronik posta adreslerine, taşınabilir veya sabit telefonlarına; sesli,
görüntülü veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılamaz.
Bu sürede; yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu
araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini
referandum gibi adlarla bir siyasi parti veya adayın lehinde veya aleyhinde
veya vatandaşın oyunu etkileycek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir
surette dağıtımının yasak olduğu belirtiliyor...
Seçim takviminin
başlangıcından itibaren, seçim propagandasının sona erdiği ana kadar halkın
huzur ve rahatını bozmayacak şekilde hoparlörle propaganda yapılabilir. Bu süre
içerisinde tanıtıcı broşür, el ilanı, poster veya afiş gibi yayınlar
dağıtılabilir... Ancak hiçbir şekilde hediye ve eşantiyon dağıtılamaz.
31 Mart 2019 Yerel Seçim propaganda dönemi sırasındaki bazı yanlış
uygulamaları daha önce de dikkatinize getirmiştik bu sütunlardan... Ayni eleştirileri
bir kez daha yinelemek istiyorum...
Yüksek Seçim Kurulu’nun
belirttiği gibi; propaganda döneminde “halkın huzur ve rahatını bozmayacak
şekilde hoparlörle propaganda yapılabilir” deniliyor ancak; özellikle yoğun trafikli
caddelerden seçim araçlarının her 5 dakikada geçerek hoparlörden bangır bangır
seçim şarkıları dinlettirmelerinin hem rahatsız edici hem de etkisiz olduğuna
dikkat çekmek isterim...
Çevreyi kirletmemek için, bu seçim döneminde pankart asarak propaganda
yapılmayacağı söylenmiş olunmasına rağmen; ana caddelerimiz, hiçbir anlamı
olmayan, üstelik vatandaşın tepkisini çeken, pankart yoğunluğu altında boğulmuş
durumda...
Ama bunların içinde ciddi
boyutlarda, uzun yıllar kalıcı çevre kirliliğine neden olacak olan; duyarsızca
sağa sola yapıştırılan afişlerdir... Afişlerin arka yüzüne tutkal sürerek
elektrik ve telefon panolarına, duvarlara hatta ahşap cadde mobilyelerine
yapıştırılması kadar çevreye zarar verici başka bir uygulama olamaz...
Bu afişlerin, yapıştırıldıkları yerlerden tamamen sökülüp temizlenmesi
imkansızdır...
Bir yerel seçim propaganda
döneminde; kentimizi daha güzel, daha yaşanılır bir seviyeye yükseltmek için
yarışan adaylarımızın bizzat kendilerinin bu ve buna benzer uygulamalarla
çevremizi talan etmeleri hiç hoş değildir...
Bu dönemde beni oldukça rahatsız eden; anlam veremediğim kadar yaygın
kullanılan başka bir propaganda enstrümanından bahsetmek istiyorum... Internet
ağları...
Büyük bir özveri içinde hayatlarını
sürdürmeye çalışan, kendi bağrımızdan doğmuş, yazılı ve görsel basınımıza
gereken değeri vermek yerine; Google, Youtube, Facebook, Instagram ve Twitter
gibi; tamamı ABD menşeili sosyal ağlarda yayınlatılan, tanıtım reklamları
sonucunda, yerel seçimlerimizin kaymağını bile uluslararası güçlerin yemesini
hiçbir zaman içime sindiremiyorum ve de kendimize yakıştıramıyorum...