26.11.2018 14:11 | Güncelleme Tarihi: 26.11.2018 14:11
30 yıllık MİT Kanunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayıyla
26 Mart 2014 itibariyle resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.Beklenildiği
gibi, Ana Muhalefet Partisi, kanunu Anayasa Mahkemesi’ne götürüleceği konusunda
açıklama yapmakta fazla gecikmedi. Şunu belirtmekte fayda var; söz konusu
kanunda belirtilen yetkilerin çoğu Beşir Atalay’ın da dediği gibi, Milli
İstihbarat Teşkilatı (gizli) Yönetmeliği ile zaten verilmiş olan yetkiler.
Oslo Süreci/7 Şubat girişimi gibi örneklerin tekrar yaşanmaması, yanlış
yorumlamaların önüne geçilmesi amacıyla bu çerçevede bir kanunun yapılması
zorunluluk halini almıştı. Bunun yanında MİT’e operasyon yetkisi verildiğini
söyleyenler,
-Lübnan’da Mikdat aşiretince kaçırılan A.Tufan Tekin ve ismi
gizli tutulan bir işadamının kurtarılması karşılığında Suriye’de rehin tutulan
2 Lübnan’lı hacı’nın alınması operasyonunun,
-Beyrut’ta kaçırılan
iki Türk pilotun kurtarılması karşılığında 9 Lübnan’lı hacının, Azez
Bölgesi’nden alınması operasyonunu nasıl gerçekleştiğini sanıyorlar?
MİT’in , -diğer
yabancı istihbarat örgütlerinde olduğu gibi- elbette “Operasyon Yetkisi”
olacak!
MİT kanunu sadece gerekli bir düzenlemeydi. Ama asıl
yapılması gereken İstihbarat yapımızın kökten revize edilmesi. AÇMAK GEREKİRSE;
-MİT’in artık tamamen
dış istihbarata kanalize olması ve bu yönde ihtisaslaşması gerekmektedir.
Dış İstihbarat konusunda yetiştirilmek üzere genç yaşta elemanlar alınmalı ve
bir çok yabancı dili ana dil düzeyinde konuşabilecek düzeyde eğitilmeliler…
-Kamu Güvenliği
Müsteşarlığı’nın yapısı değişmeli ve tamamen İç İstihbarata kanalize olmalı.
Tıpkı, FBI(ABD), MI5(İngiltere), DCRI(Fransa), BFV(Almanya) olduğu gibi, bizim
de İç istihbaratta etkin bir kurumumuzun olması gerekiyor. Bu değişimi birebir
aynı modeller olarak algılamayalım.
-MİT’e devredilen Genelkurmay Elektronik Sistemler
Komutanlığı (GES) yeni adıyla Sinyal
İstihbarat Başkanlığı yeni bir yapılanmayla daha etkin hala getirilmeli. Aynen,
NSA(ABD) ,GCHQ(İngiltere), SIGINT(Çin), 8200(İsrail) örneklerinde olduğu gibi.
-Son dönemde yaşananlar gösterdi ki, Finansal İstihbarat
konusunda zafiyetimiz var. Bu yüzdendir ki,
Finansal Güvenlik ve İstihbarat Başkanlığı adı altında yeni bir istihbarat
birimimizin hayata geçirilmesi de son derece önemli. Siber saldırılar
karşısında etkin, Siber Güvenlik birimi de bu kurumda yerini almalı
-Tüm bu istihbarat birimlerinin
bağlı olduğu Ulusal İstihbarat Başkanlığı adı altında yeni bir istihbari
kurumun da Türk İstihbarat Sistemi’ndeki yerini alması gerekiyor.
Giderek değişen dünya şartları, içinde bulunduğumuz coğrafya
ve hızla gelişen istihbarat dünyası karşısında yeni bir yapılanmaya ihtiyacımız
olduğu bir gerçek. Şunu tekrar tekrar hatırlatmakta fayda var GÜÇLÜ DEVLET OLMANIN YOLU GÜÇLÜ BİR
İSTİHBARAT YAPISINDAN GEÇER!
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN