Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle globalleşen dünya,
özel gün takvimlerini de oldukça genişletti. Bizim kültürümüzde olmayan
gelenekleri kendi kültürümüze uyarlayarak ticarete, eğlenceye, kutlamalara,
dekorasyona ve daha birçok alana yeni bir boyut kazandırdık.
Cadılar bayramı yaklaştığında evlerimize cadı figürlü
biblolar aldık, kafelerde balkabağı aramolı içecek ve tatlılar servis ettik,
hatta pandemiden önce kıyafet baloları bile düzenledik.
Yeni yıl yaklaştıkça yılbaşı ağaçları süslenip evimizde
başköşeyi aldı. Hindi siparişleri önceden verildi, kar küresi başta olmak üzere
en güzel yılbaşı hediyeleri seçildi.
Cadılar bayramı, noel derken şu anda da gündemde olan “Kara
Cuma” da hevesimizden nasibini aldı.
Kasımın son haftasına girince, e-ticaret siteleri ve
AVM’ler başta olmak üzere tüm firmalar kampanyalara başlıyor. Adeta bir
alışveriş çılgınlığı yılın son ayına girerken baş gösteriyor. İndirim
tabelaları ve pop-up’lar “beni satın al” diye bağırırken, ister istemez
kendimizi sanal sepetlere onlarca ürün ekleyip, paraya bile dokunmadan ödeme
yaparken buluyoruz.
Her firma da kendine göre isimler veriyor orijinal adı
“Black Friday” olan bu güne. “Bereketli Cuma” diyen var, “Kazandıran Cuma”
diyen var, “Kara Cuma” diyen var… Tüm bunları saçmalık olarak görüp espriyle
karışık “Hayırlı Cuma” diyen de var…
Kendi geleneklerimizden devam edip eski köye yeni icat
getirmemek mi gerekiyor, yoksa yeniliklere açık olmak mı gerekiyor bilemiyorum.
Üzerine uzunca düşünüp kafa patlatılacak bir konu olsa da gelişim ve değişime
buradan mı başlamak gerekir o da tartışılır elbette.
Tüm dünyada felaketlerle geçen ve bitmesi için adeta
şafak saydığımız 2020’nin sonlarına yaklaşırken bakalım bu cuma neler olacak?
İnsanlar mutluluğu alışverişte mi arayacak, yoksa dünyanın
eski refahına ulaşabilmesi için çareyi duada mı bulacak?
Hep birlikte izleyip göreceğiz.