13.06.2022 11:18 | Güncelleme Tarihi: 13.06.2022 11:18
Hafta sonu evimin balkonunda oturmuş, kahvemi yudumlarken, uzun zamandır köşe yazısı yazmadığımı anımsadım.
Evet, epey olmuş.
20 yıl önce gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda, adeta köşe yazısı yazmayı kendime görev edinmiş ve sayısız yazılar yazmıştım.
Hatırlıyorum da, yazılarım bazen büyük beğeni toplarken, bazen de bazılarının hoşuna gitmezdi.
Uzun bir aradan sonra Adana’yı kaleme almalıyım.
Öyle değil mi?
Geçtiğimiz hafta, yerel siyaset bayağı hareketliydi.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “hükümeti devirme görevinin kendisine verildiği” yönündeki hoş olmayan sözleri ile başlayan, geçtiğimiz Cuma günü de “Siyaset değil, hava meydanı” sloganıyla, Adana havalimanının kapatılmasına yönelik iddialarıyla, Adanalıları bir kez daha şaşkınlık yaşatmayı başardı.
Gazeteciliğe başladığım yıllarda, Aytaç Durak Büyükşehir Belediye başkanıydı.
Hatırlayın; dördüncü dönem belediye başkanlığına, AK Parti’nin adayı olarak seçilmişti.
O dönemde, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, yine AK Parti Genel Başkanı ve Başbakandı.
Durak, AK Parti’den aday olurken, son kez aday olacağını, bir sonraki seçimde başka bir adayı destekleyeceği sözünü vermiş.
Nitekim öyle olmadı.
Hatta o dönem, siyaseten hoş karşılanmayan sözler sarf etti.
Vesaire, vesaire…
Bu konu bayağı uzun, Adana gibi bir kente 5 dönem belediye başkanlığı yapmış ve bu günün kötü gidişatına neden olmuş bir siyasetçiyi iki satıra sığdıramayız.
Aytaç Durak’tan sonra Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Hüseyin Sözlü’yü, Adanalı arar oldu.
Sözlü de, belediyeyi devraldığında, belediyenin borcu çoktu.
Adanalı o dönemde pek farkına varmamış olsa da, Sözlü’nün epeyce iş yaptığının farkında.
Ve hiçbir zaman Sözlü, belediye şöyle borçlu, böyle borçlu demedi.
Hüseyin Sözlü de, ilk yıllarında farkında olmadan, etrafının gazıyla makamını aşan sözler sarf etti.
Siyaseten çok doğru değildi.
Fakat politika böyle bir şey…
Şimdi ise Zeydan Karalar, bulunduğu makamı göz önünde bulundurarak ve her şeyden önemlisi Adanalılar tarafından seçildiğini hatırlatmak isterim.
Adanalı size oy verirken, Adana’yı daha fazla hizmet, daha ileriye taşımanız için oy verdi.
Daha önceki yazılarımda da değinmişimdir;
“Yerel yönetimlerin, bir ülkenin geleceği için ne kadar önemli olduğu artık yadsınamaz bir gerçektir.
Yerel yönetimlerin başarısı, o ülkenin görüntüsü ile doğru orantılıdır. Bir ülkenin görüntüsü ne kadar iyi, ne kadar çağdaş olursa, dünyada o kadar itibar görür, o kadar sözü dinlenir ve o kadar aranılır olur.”
Ne yazık ki, Adana’nın hak ettiği yerde olmadığını düşünenlerden biriyim.
Bu güne kadar seçilen belediye başkanları, -az da olsa güzel işler yapanları tenzih ediyorum-siyaset yapmaktan başka bir şey yapmadıkları gibi…
Siyaset bir kenara bırakılıp, bir kentin gelişimine yönelik projeler geliştirip, hizmet yapılmış olsaydı bu gün çok daha farklı olacaktı.
Hükümeti devirmek gibi sözler sarfetmek, güzelim Adana’nın belediye başkanına yakışmadı.
Öyle zannediyorum; sayın Karalar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olmayı hedefliyor.
Sayın Karalar, 80 darbesini yaşayanlardan biri diye biliyorum.
Bir Adanalı olarak kendisine bu sözleri ben de yakıştıramadım.
Son yıllarda Dünyayı kasıp kavuran salgın, savaş, ekonomik kriz gibi olumsuzluklara karşı Türkiye, en üst düzeyde mücadele ederken, yerel yönetimlerin siyaset yapmak yerine buna üretimi destekleyici projelere imza atmaları gerekiyor.
Belediyenin borç batağında olduğundan dem vuran Zeydan Karalar’ın, havalimanının taşınmasının Adana ekonomisini olumsuz etkileyeceği yönündeki basın toplantısı yapmak, darbe söylemlerinde bulunmak yerine, tarımın başkenti Adana’yı yeniden şaha kaldıracak projelere destek vermesi, onu zaten siyaseten bir yerlere taşıyacaktır.
Çağımız insanları, bu tür ucuz siyasete prim vermemektedir.