01.04.2024 10:45 | Güncelleme Tarihi: 01.04.2024 11:28
31 Mart Yerel Seçimlerinden önce kaleme aldığım yazılarımdan biri, Adana’nın Milliyetçi Hareket Partisi’nde kalması yönündeydi.
Çünkü Adana seçmeni, anında bir manevra yapıp, ters köşeye yatıracak seçmen kitlesi.
Son 5 seçimde de buna şahit olduk.
Neden 5 seçim; Hüseyin Sözlü’nün seçimi kazandığı dönemi de işin içine katarsak, henüz Cumhur İttifakı kurulmamıştı.
MHP muhalif bir partiydi ve Sözlü, stratejik hamlelerle seçimi kazanmıştı.
Ve bu son dönemde MHP, Adana’da iyi bir ivme yakalamıştı.
Fakat bu şansını iyi kullanamadı.
AK Parti’nin Büyükşehir adayı Fatih Mehmet Kocaispir doğru hamlelerle ve yeterince destek alarak bu seçimi alabilirdi.
Fakat olmadı.
Peki, AK Parti Adana'da Büyükşehir'i bir kez daha ve merkez ilçe belediyelerini neden kaybetti?
Birincisi; aday açıklamasının geç yapılması ve “kim”in olacağı konusunda gelgitlerin yaşanması.
Seçim propagandalarının doğru yönetilmemesi.
Gazette.com.tr olarak seçimlerden önce iki konu üzerinde durduk. Dedik ki, ‘DEM Parti Adana’da kent uzlaşısı adı altında anlaşma yapıyor’, hatta Gazette TV’de DEM Partili bir vatandaşın dikkat çeken sokak röportajını yayınladık. Ne yazık ki Cumhur İttifakı Adana’daki teşkilatların ve adayların çok da dikkatini çekmedi. İyi Parti’nin Büyükşehir Adayı Ayyüce Türkeş Taş’ın, rahmetli Alparslan Türkeş’in “Türkeş” soyadı ile MHP oylarını almaya çalışıyor. Bunun da CHP Büyükşehir adayı Zeydan Karalar’a yarayacağını yazdık.
Cumhur İttifakı teşkilatları ve adayların yine dikkatini çekmedi.
Mevcut yorgun ve 5 yıl boyunca Adana’ya doğru dürüst hizmet yapmayan bir belediye başkanı karşısında Cumhur İttifakı’nın kaybetmesinde başka bir neden de çok iyi bir muhalefet dili kullanamaması…
Koskoca Adana Büyükşehir Belediye Başkanı’nın makam odasında cinayet işleniyor, rivayete göre Sayın Adana Valisi’nin emri üzerine, “alacak verecek meselesi” diye kamuoyuna duyuruluyor. Ve olayın üzeri kapanıyor. Bu bir iddiadır. Doğruluk payı var mı, yok mu bilemeyiz.
Fakat mevcut başkan kısa sürede bu olaydan sıyrılmış oldu.
Öncesinde "Benim personelim yapmaz, arkasındayım" dediği kendi danışmanı da dahil 8 kişinin tutuklandığı "rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma operasyonu"na "algı operasyonu" dedi ve konu kapandı.
Evet, bir başka neden de Adana Büyükşehir Belediye Başkanını, Seyhan İlçesi’nden alacağı oyların belirlediği gerçeğini siyasetle ilgilenen herkes bilir.
Erdal Hatipoğlu, genç, dinamik ve Seyhan’ı ileriye taşıyabilecek bir isimdi.
Ne yazık ki Adana’da dedikodu kültürüyle yapılan propagandaların karşısında yenilgiye uğradı.
Seyhan’da DEM Parti’nin oylarını koruduğunu görüyoruz.
Peki Hatipoğlu, neden seçileceği oyu alamadı?
CHP nasıl olur da kesinleşmeyen sonuçlara göre 10 puan fark attı?
Bu sorularımızın cevabı; meclis üyesi aday listeleri ve Hatipoğlu’nun hakkında mesnetsiz iddiaların olduğu broşürlerin kapı kapı dağıtılarak, “asimetrik psikolojik algı” yapanların planlarının tuttuğu.
Sadece Seyhan'daki meclis üyeleri listeleri değildi, Türkiye genelinde genel bir küskünlük yaratıldı.
“Seyhan kaybedilirse, Büyükşehir’de de kaybedilir” mottosuyla hareket eden, Adana tabiriyle “cimbit” bir muhalefet vardı. "Ne yayarsam ne yaparsam mübah" diyen bir muhalefet.
Cumhur İttifakı adaylarına bakıyoruz, karşılığında “bir kuruş almadan” o kadar destek vermemize rağmen FETÖ’den hüküm giymiş kişilerin programlarına çıkıyor, onları ziyaret ediyor.
“15 Temmuz’a tiyatro” diyenlere reklam kampanyası yaptırıyor, yetmiyor bazı medya yayın organlarını da danışmanlarına gezdirip, “zarf” gönderip, “Ne aleyhte ne de lehte bir şey yazmayın, söylemeyin” dedirtiyor.
Bu nasıl bir akıl tutulması…
Kaybetmek ve rakibine kazandırmak için her şeyi yaptıklarını görüyoruz.
Yorgun demokrat Zeydan Karalar ne yaptı, kendine yakın olan lehine konuşan tüm medyaya destek verdi.
Sadece sosyal medyada, billboardlarda algı reklamları yapmadı, anaakım medyayı da destekledi.
Kendinden olmayan, eleştiren tüm medyaya, Adana halkının olan belediyenin kapısını kapattı.
Neden, kendince kendi davasının peşinden gitti.
Bu seçimlerde dikkat çeken bir başka neden de emeklilerin tepkisiydi.
Seçmenin yüzde 25’i de sandığa gitmedi.
Kararsızlar ikna edilemedi, yeni küskünler yaratıldı.
Eee, bir de içimizdeki hainler kol gezdi, sonuç ortada.
Yani işin özeti; 12 Aralık 2023’te kaleme aldığım “Cumhur İttifakı Adana Büyükşehir Adayı kim sorusu ve Hüseyin Sözlü” başlıklı yazımda, Adana’nın MHP’ye bırakılması, 2019 Yerel Seçimlerinde Hüseyin Sözlü’nün, birçok nedene rağmen aldığı oy oranı 523.755’ti.
Parti içinde ne oldu ne bitti bilmeyiz ama yerel seçim öncesi Hüseyin Sözlü’nün partisinden ihraç edilmesinin de seçmende negatif karşılık bulduğunu görüyoruz.
Yani Sözlü taraftarlarının da belirleyici bir unsur olduğu göz önünde.
Şu bir gerçek ki, Hüseyin Sözlü, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, Gazette Gazetesi’ne kaç kez geldi” diye sorsanız, “hiç” derim.
O dönemde, tıpkı şimdi Zeydan Karalar olduğu gibi bizi muhalif olarak görüyor ve ayrıştırıyordu.
Ve bir güne bir gün Gazette’nin kapısını çalmadı.
Bizim için önemli olan neydi; Adana'ydı... Cumhur İttifakı’nın Adana’yı kazanması ve Adana’nın gerçekten iyi bir hizmet alması.
Bu kentte doğdum, bu kentte yaşıyorum, Allah gecinden nasip ederse bir gün bu kentte öleceğim.
Nasıl ki, ülkem ehil, doğru kişiler tarafından yönetiliyorsa, yaşadığım kentin de doğru kişiler tarafından yönetilmesini istediğim için AK Parti veya MHP hiç fark etmeksizin iki partiden birinin kazanmasıydı.
Kısmet olmazsa olmuyor.
Bunda da vardır bir hayır.
Hayırlısı…
Okurlarımdan müspet bir eleştiri aldım: “Yazıların çok güzel ama bazen uzun oluyor.”
Devam edecek.