İki gündür şöyle
durumlarımız, böyle durumlarımız var diye yazdım yazdım , kadınların hiç mi
kötü tarafı yok , hep affeden , ezilen , üzülen miyiz? Tabii ki değiliz, eline
fırsat geçmiş olan bazılarımız , diğer o ezilenlerin öcünü , ( önüne kim
çıkarsa çıksın gözünün yaşına bakmadan almaya) almaya yemin etmiş , ant içmiş.
Sanırım "Kadın
kadının en büyük düşmanıdır" sözünün hakkını verebilmek için var gücüyle
savaşıyor, hem etrafına hem kendine dünyayı dar ediyor. Kim bunlar?
Ben bunlardan
bazılarıyla , iş hayatımın bankacılık kısmında yanlışlıkla tanıştım, bir nevi
talihsizlik, "mobbing" ne demek uygulamalı anlatım gibi zor bir
deneyimdi benim için.
Elbette "Selam;
ben kraliçe arıyım veeeee her fırsatta hatta fırsat bulamazsam da yaratarak
seni sokacağım" diyerek konuya girmiyor bu sendromlu kraliçeler...
En büyük dertleri ;
ben ne acılar çektim iş hayatında sen de çek, ben yönetici oldum ama senin
olmaman için elimden geleni yapacağım gibi hastalıklı birtakım haller...
Kraliçe arımız; Çevresinde kadın değil erkek yönetici tercih eder ki , kendine
rakip çıkmasın.
Diğer kadınlara
"sen yoksun" mesajı vererek onları yalnızlaştırmaya calışır. Korku
yaratarak düzen sağlamaya çalışır. Kadınsal hırsları işinin dahil herşeyin
önüne geçer. İşleri değil kadınları kontrol etmeye çalışır. Ve daha aklınıza
gelen her türlü psikolojik, sosyolojik fenalığı sayabiliriz ne yazık ki...
Bir kadın diğer
kadına ne yapmaz ki isteyince, kötü olmak kolay, iyi olmak zordur. Ne ezilen olalım
ne de ezen ... Hayat insanca yaşamaya değer...